Muş Alparslan Üniversitesi
 
Felsefe Bölümü Seminerinde “Toplumsal Olayların Yorumu” Konuşuldu

Üniversitemiz Fen Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü seminer etkinlikleri kapsamında Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Felsefesi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Osman Bilen tarafından “Toplumsal Olayların Yorumu” başlıklı bir seminer verildi.
 
Prof. Dr. Sabahattin Zaim Konferans salonundaki seminere Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Abdüllatif Tüzer’in yanı sıra farklı bölümlerden çok sayıda akademisyen ile yüksek lisans ve lisans öğrencileri katıldı.
 
Seminerde toplumsal olayların yorumunda felsefî bakış açısına sahip olmanın anlamı ve önemi üzerinde duran Prof. Dr. Osman Bilen, yorumlamanın aynı zamanda anlamaya dayandığını vurguladı. “Güven üzerinden anlama” ve “şüphe üzerinden anlama” kavramlarını irdeleyen Prof. Dr. Bilen, Türk toplumunun güven üzerinden anlama becerisini geliştirme potansiyelini değerlendirebildiği ölçüde sosyal sorunları daha rahat ve etkili biçimde aşabileceğini ifade etti.
 
Prof. Dr. Bilen şunları söyledi: “Beşeri olaylar doğa bilimleri gibi incelenebilir mi? Bu soru kadim bir sorudur, verilen cevaplar bir kültür ve medeniyetin istikametini etkileyecek kadar önemlidir. Aristotelesçi bilgi anlayışının temelinde mantık ya da burhan yöntemi yatar. Bilginin nesnesi varlıkların değişen değil değişmeyen özleridir; mantık da zaten düşüncenin değişmez ilkeleri aracılığı ile doğru bilgiyi yanlış olandan ayırma sanatıdır. Mantık kesin hüküm bildiren ifadeleri konu edinir; duygu, dilek, istek ya da zamanla kayıtlı ifadeleri alanı dışında bırakır. Aristo mantığı hayatın zamanla ilişkisi içinde dile getirilen anlatıları tarihe, duygu ifadelerini şiire ve hitabet, safsata ve tahkiye gibi anlatım sanatlarına ait sayar. Aristoteles mantığına karşı Batıda gelişen eleştiriler bir yandan doğa bilgisini salt tecrübe ve örnek veri toplamaya, nicelik doğrulamaya, indirgemişti. Hatta dilden ve tarihten gelen tekil tecrübe ögelerini önyargı olarak niteleyerek kesin bilginin önündeki putlar olarak tarif edilebileceğini Bacon’dan biliyoruz.”
 
Sosyal bilimlerde anlayan öznenin de anlama ve yoruma konu edilen nesnenin de insan olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Bilen, “Dolayısıyla insanı doğrudan bir doğa nesnesi olarak ele almayız. Her şeyden önce insan öznesinin kendisi hakkındaki algısı yöntemin objektifliğinin aleyhindedir.” dedi. Nesneye uygun bilginin birinci şartının bütünlük taşıması olduğunu belirten Prof. Dr. Bilen, “Özne ancak kendi yaptığı şeylerin bütününe dair bilgi sahibi olabilir. O yüzden tarihi yapan insan olduğundan bizim tarih hakkındaki bilgimiz daha bütünlüklüdür.” dedi.
 
İbni Haldun’un düşünsel yaklaşımlarının ve sosyal bilimler mantığı açısından klasik felsefe eleştirisinin etüt edilmesinin toplumsal sorunları yorumlamada yol gösterici olduğuna işaret eden Prof. Dr. Bilen, “Geleneksel mantık ve epistemoloji değişmezliği esas aldığı için sosyal olaylar bir bilimin konusu olamadı. Bunu ilk defa fark eden İbni Haldun değişen olguların değişmez ilkelerinin var olduğunu savunarak olaylar arasındaki ilişkilerin çözümlemesi ve doğrulamasını yapabileceğimiz bir ilmin varlığını, Ümran ilmini ortaya attı. Ümran ilminin esaslarını ortaya koyduğu eser Kitabu’l-İber’in Mukaddime’si idi.” diye konuştu.
 
Soru cevap faslının ardından tamamlanan seminerin kapanış konuşmasını yapan üniversitemiz Felsefe Bölümü Başkanı Yrd. Doç. Dr. Kasım Müminoğlu, Prof. Dr. Osman Bilen’e ve dinleyicilere teşekkür etti.