Muş Alparslan Üniversitesi
 
Öğretim Görevlimiz VII. Ulusal Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Kongresine Katıldı

Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Öğr. Gör. Hasan Bingöl, Türkiye Fizyoterapistler Derneği tarafından Ankara'da düzenlen VII. Ulusal Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Kongresinde “Spastik Serebral Palsili Bireylerde Farklı Üst Ekstremite Patternleri ve Fonksiyonel Bağımsızlık Düzeyi Arasındaki İlişki” başlıklı bir bildiri sundu. 

 

Öğr. Gör. Bingöl, Serebral Palsi (SP) hastalığı ve hastalıktan kaynaklı farklı el ve kol davranışları üzerinde durduğu bildirisinde şu görüşleri dile getirdi: “Serebral Palsi (SP), gelişmekte olan beyinde meydana gelen ilerleyici olmayan hasarların postür ve hareket bozukluklarına yol açarak aktivite limitasyonlarına neden olan kalıcı bir hastalık olarak tanımlanır. SP’de etkili olan spastisite, istemli kas hareketlerini engelleyerek aktivite sırasında enerji tüketimini artırır. Spastisite ve onun bir sonucu olarak meydana gelen kas zayıflıkları ve anormal hareket patternleri spastik tip SP’de en yaygın görülen bozukluklardır. 

 

Tüm bu bilgilere dayanarak bu çalışmanın amacı; spastik tip SP’li çocuklarda yaygın olarak görülen farklı kol ve el patternlerini incelemek ve bu patternlerin işlevselliğe olan etkisini incelemektir. Bu çalışmaya farklı rehabilitasyon merkezlerinden yaşları 7-21 yıl arasında değişen 71 bilateral ve 30 unilateral etkilenimli olmak üzere toplam 101 spastik SP’li birey dahil edildi. Sonuç olarak SP’li çocuklarda yaygın olarak görülen farklı kol ve el patternleri işlevsellik açısından birbirlerinden farklıdırlar. Spastisite yönetiminde sıklıkla başvurulan yöntemlerden biri olan Botulinum Toxin (BoNT-A) tedavisine karar vermeden önce hasta hem yapısal hem de fonksiyonel açıdan kapsamlı bir şekilde değerlendirilmelidir. Yani, BoNT-A enjeksiyonuna karar verilirken geçerli yöntemlerden olan hareket açıklığı, tahmini kas tonusu ve ağrı değerlendirmesine ek olarak hastanın aktivite veya katılım ölçekleriyle de değerlendirilmesi daha uygun olacaktır. Aksi takdirde hasta için daha işlevsel olan mevcut üst ekstremite postürünü bozarak GYA’da bağımsızlık düzeyini olumsuz etkileyebiliriz.”