Muş Alparslan Üniversitesi
 
Medrese Âlimleri Kongre ve Kültür Merkezimizde Bir Araya Geldi

Üniversitemiz Kongre ve Kültür Merkezi, Medrese Âlimleri Vakfı (MEDAV) 15. Bölgesel İstişare Toplantısına ev sahipliği yaptı. Vali Aziz Yıldırım, Belediye Başkanı Feyat Asya, Rektörümüz Prof. Dr. Fethi Ahmet Polat, MEDAV Genel Başkanı Muhammet Tayyip Elçi'nin de hazır bulunduğu toplantıya, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun çeşitli illerinden gelen çok sayıda kanaat önderi, müderris ve medrese âlimi katıldı.

 

Sultan Muhammed Alparslan Camii imamı Ahmet Agit’in Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan toplantıda Molla Masum Yıkın, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Halil Çiçek, Muş Müftüsü Alettin Bozkurt, Belediye Başkanı Asya, Vali Yıldırım ve Rektörümüz Prof. Dr. Polat birer konuşma yaptılar.

 

Vali Aziz Yıldırım, “Değerli âlimlerin yanında aslında bana sadece dinlemek düşerdi, fakat protokol gereği arkadaşlarımız bir konuşma yapmamı istedi. Bu kadar âlim ve güzel insanı bir arada bulmuşken, görev yaptığım vilayete teşrif buyurduklarını görmüşken bir hoş geldin dememek saygısızlık olurdu.” diye başladığı konuşmasında şunları söyledi: “Bizler âlimlerin peygamber varisleri olduklarına inanıyoruz. Biliyoruz ki ilim müminin yitiğidir ve onu nerede bulursa alır. Sizlerin de bildiği gibi ilmin Çin’de bile olsa gidip alınılması gereken bir yitik olduğundan bahsedilir. Yine buyuruyorlar ki ya ilim öğrenin ya da âlimleri sevenler olun. Bizler de sizleri seviyoruz.”

 

Rektörümüz Prof. Dr. Fethi Ahmet Polat ise konuşmasında şunları söyledi: “Hepiniz hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. Bir konudaki bazı temennilerimi sizlerle paylaşmak isterim. Yahudi Ferisiler, dönemin toplumunda adına bugün sekülerleşme ya da dünyevileşme dediğimiz sapmaya daldıkları zaman, Cenabıhak Hz. İsa’yı gönderdi. Matta İncili'nde geçen bir pasajda Hz. İsa bir dağ vaazında etrafına toplanan insanlara şöyle der, ‘Sizler yeryüzünün tuzusunuz. Ama tuz tadını yitirirse, ona bir daha nasıl tuz tadı verilebilir? Artık sokağa atılıp ayaklar altında çiğnenmekten başka hiçbir işe yaramaz.’ Hz. Peygamberin de bir hadisi şerifinde şöyle buyurduğunu biliyoruz: ‘Vallahi ben, sizin benden sonra tekrar şirke ve putperestliğe dönmenizden korkmuyorum. Fakat asıl, dünyayı elde etme hırsıyla birbirinizle didişip kavga etmenizden korkuyorum.’ Demek ki bütün toplumlarda böyle bir sapma her zaman yaşanabilir. Ancak bu sapmanın özellikle ulema arasında, dinî ilimlerle meşgul olanlar arasında -buna ilahiyat fakültelerini de İmam Hatip Liselerini de medreseleri de dâhil edeceğiz, hepimiz bunun içindeyiz- yaygınlaşması son derece büyük bir tehlikedir.

 

Ne yazık ki son dönemde Müslümanların devletle, parayla, makamla tanışması bizlerde de böyle bir sapmanın baş göstermesine yol açtı. Toplumun kangren olmuş yaralarına bir tuz gibi basılıp tedavi vasıtası olarak kullanılması gereken ilim adamları şayet yozlaşırsa, toplumun ıslahı da imkansız hale gelir. Ulema gidince toplum da muvazenesini kaybedip darmadağınık olur. Bizim asli vazifemiz tevhit inancını şahsımızda, ailemizde, yakın çevremizde ve sonra bütün dünyada yaygınlaştırmak olmalıdır. Böyle olduğunda inanın bütün insanlar etrafımızda pervaneler gibi dönecektir. Malumunuz Cin suresi 18.-19. ayetlerde şöyle buyruluyor: ‘Mescitler hiç şüphe yok ki Allah'a aittir; o halde orada Allah'ın yanına bir başkasını katıp katıştırmayın. Allah'ın kulu (Hz. Muhammed), O'na yakarıp ibadet etmek üzere kalkınca, (ashabı) neredeyse onun etrafında keçe gibi birbirlerine geçeceklerdi.’ Ulema eğer bu vasfını devam ettirirse emin olun insanlar ulemanın etrafına üşüşecek, alimler bir cazibe merkezi haline gelecektir. Allah’a binlerce defa şükürler olsun. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun medreseleri ve bu medreselerin fedakâr hocaları olmasaydı emin olun Doğu bugün elimizden çıkıp gitmişti. Kimin olmuştu onu bilmiyoruz, ama bizim olmayacağı kesindi. Bu anlamda seçkin vasıflarımızı, numune-i imtisal olan bu hâlimizi devam ettirmemiz gerekiyor. İlahiyat fakülteleri ve imam-hatip liseleri ile medreselerin müşterek zeminler oluşturarak bu zeminlerde ülkemizin geleceği, refahı ve İslam ümmeti için örnek konumunu teyit edecek çalışmalara imza atmaları gerekiyor. Sahih din anlayışının tesisi için dayanışma kaçınılmazdır.”

 

Toplantıda Yıldırım Beyazıt Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Halil Çiçek, "MEDAV'ın kuruluşu ve çalışmaları", Kahramanmaraş Ülfet Vakfı kurucusu Abdullah Taylan, “İslam Âleminde ve Türkiye’de Cereyan Eden Olaylar Karşısında Âlimlerin Görev ve Sorumlulukları”, Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Tanrıverdi, “Medreselerin Kurumsallaşması için İvedilikle Yapılması Gerekenler ve MEDAV’ın Hedef ve Gayeleri” ve MEDAV Genel Başkanı Muhammet Tayyip Elçi, “Vakfımızın İnşasından Bugüne Kadar Gerçekleştirmiş Olduğu Faaliyetler” başlıklı sunumlarda bulundular.

 

MEDAV yetkilileri ve çeşitli illerden toplantıya katılan davetliler, Muş Alparslan Üniversitesinin kapılarını kanaat önderlerine ve medrese âlimlerine açan Rektörümüz Prof. Dr. Fethi Ahmet Polat’a ve konuksever üniversitemiz personeline şükranlarını sundular.